İnformal Öğrenme Yaklaşımının Yabancı Dil Olarak Türkçe Sözcük Öğretimine Etkisi
Araştırmada, Türkiye'ye farklı ülkelerden gelmiş olan yabancı öğrencilerin, günlük yaşamlarında karşılaştıklarıhastane, yurt-pansiyon, lokanta-restoran, pazar-marketgibi sosyal ortamlara özgü Türkçe eşya, mekân, işlem ve kavramların isimlerini informal ortamlarda öğrenmelerini sağlayarak, informal ortamlarda Türkçe öğretiminin yabancı uyruklu öğrencilerin sözcük bilgilerine etkisini ve informal ortamlarda Türkçe öğrenmeye yönelik görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, Giresun Üniversitesi TÖMER'in Hazırlık A ve B şubelerinde okuyan 20 kişilik A (temel) seviyesindeki öğrencilerden rastgele oluşturulmuştur. Araştırma deneysel araştırma modellerinden ön test-son test kontrol gruplu modele göre tasarlanmıştır. Veri toplama aracı olarakTürkçe Sözcük Testi,deneysel işlem öncesi ve sonrasında,Görüşme Formuise uygulama sonrasına uygulanmıştır. Verilerin analizinde nicel ve nitel tekniklerden yararlanılmıştır.
Araştırma sonucunda, informal öğrenmenin öğrencilerin sözcük öğretimi başarısını sınıf içi ve geleneksel öğretime nazaran daha fazla artırdığı; ayrıca Türk dünyasından ve diğer yabancı uyruklu öğrencilerin informal ortamlarda Türkçe öğrenmeye yönelik dili kullanma, kültürü tanıma ve uygulamaya aktarma gibi açılardan olumlu yönde görüşe sahip olduğu tespit edilmiştir.
Dünyanın hemen her bölgesinde öğretimi yapılan, bilimsel araştırmalara konu olan, dünya dillerine katkıda bulunan Türk dili, en yaygın ve en köklü dünya dillerinden biridir (Akalın, 2010, 204). Yapılan istatistiklere göre, dünya'da en fazla konuşulan ilk beş dil içerisindedir. Türkçenin zaman ve mekâna sığdırılamayacak esrarengiz bir yapısı vardır. İlk başta zor gibi görünen bu esrarengiz yapı, içine girildiği zaman tamamen ortadan kalkmakta ve insanları kendine çekmektedir. Bu büyülü atmosferin içinde kendini bulan insanlar; Türkçe söylemenin, Türkçe konuşmanın, Türkçe yazmanın tadına varmakta ve Türkçeyle yeni ufuklar yaratma fırsatı bulmaktadır.
Türkçe dünya dilleri arasında en erken ulus dili olan birkaç dilden birisidir. Ulus dili olmasının bazı nedenleri vardır: Türkçe; "1. Dünyanın en eski dillerinden birisi, 2. Dünyanın en geniş mekânlarından birine yayılmış dillerinden birisi, 3. Dünyanın en çok konuşulan dillerinden birisi, 4. Dünyanın en zengin dillerinden birisi (a. Ses ve musiki zenginliği bakımından, b. söz varlığı bakımından, c. anlatım gücü bakımından) 5. Dünyanın en mantıklı ve kurallı dillerinden birisi konumundadır (Karaörs, 2005, 11). Öğrenilebilirlik ve kullanabilirlik açısından bu kadar niteliğe sahip bir dilin dünyada çok geniş coğrafyalarda ve kalabalık kitlelerce hem ana dili hem de yabancı dil olarak konuşulması ve layık olduğu değeri görmesi doğal bir sonuçtur.
Türkiye ve Türkçe gelişen sosyoekonomik ve politik ilişkiler ile birlikte, bugün dünya devletleri ve dünya dilleri ile yarışır hâle gelmiştir. Türkiye'nin ekonomik, siyasal, askeri, eğitsel ve kültürel alanlarda yaptığı hamleler dünyada yabancı dil olarak Türkçeyi önemli yerlere getirmiştir (Arslan, 2012, 180). Bu durumdan dolayı da dilimizin yabancılara öğretimi konusunda, birçok alanda, özel kuruluşlarca, eğitim-araştırma, kültür merkezlerince ve üniversitelerin bünyesinde çeşitli faaliyetler yürütülmektedir.
Yabancı dil olarak Türkçe, yabancıların günlük iletişim, meslek, turizm vb. ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri amacıyla iletişim temelli olarak sözlü anlama ve anlatım ile yazılı anlama ve anlatım boyutları ile Avrupa Dil Portfolyosuna uygun olarak öğretilmektedir. Farklı metotların kullanıldığı yabancı dil olarak Türkçe öğretimi dinleme, okuma, karşılıklı konuşma, yazma ve bu becerilerin düzenli kullanılabilmesi için dil bilgisi kuralları kavratılarak yapılmaktadır. Yabancı dil olarak Türkçe öğrenme alanları ile ilgili teori ve pratikte başarı sağlanabilmesi için şüphesiz hedef kitleye Türkçe sözcük hazinesi kazandırılmalı ve sözcük bilme düzeyleri geliştirilmelidir. Dolayısıyla "yabancı dil öğetiminde özellikle sözcük öğretimi önemle üzerinde durulması ve çalışılması gereken bir konudur. Çünkü insanlar sözcük dağarcıkları oranında konuşurlar. sözcük dağarcığı, bireyin öğrenme yaşantısı sonucunda bellekte depolanan birikimi ifade etmektedir" (Karatay, 2007, 144). Söz konusu yabancı dil öğretimi olduğunda bu daha da önem kazanmaktadır. Çünkü, dil becerileri ancak yeterli sözcük hazinesi ile işlevini yerine getirebilir. Yabancı dil öğretiminde -ana dili edinim ve gelişim sürecindeki yaşanmışlık, model alma vb. öğrenmeler olmaksızın-kısa sürede iletişim kurabilme hedeflendiğinden sözcük hazinesinin değeri artmaktadır.